• Forum vBulletin altyapısından Xenforo altyapısına geçirildi, bu sebeple eski şifreleriniz ile foruma giriş yapamayacaksınız, parolamı unuttum adımından mailiniz ile şifre sıfırlayarak giriş yapabilirsiniz.

    Üyeliklerinde geçerli bir mail adresi olmadığı için sıfırlama yapamayacak kullanıcılar forum kullanıcı adlarını ve yeni şifrelerini yazarak info@maxigame.org adresine şifre sıfırlamak istediklerine dair bir mail göndersinler şifrelerini sıfırlayıp mail adreslerini güncelleyeceğiz. Şifreniz sıfırlandıktan sonra foruma giriş yapıp tekrar istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz.

Beğendiğiniz Şiirler

IMLEGEND

Aileden
Aktiflik
K.Tarihi
23 Nis 2009
Mesajlar
9,353
Puanı
152
Konum
Damn Of Hell
Öncelikle merhaba arkadaşlar, bana değil fakat bir arkadaşıma şiir lazım kendisi konu açamıyor şimdi arkadaşım yarın derste şiir okuyacak konu açısından özgürsünüz farketmez yeter ki düzgün bir şey olsun bu konu altında beğendiğiniz şiirleri bizimle paylaşırsanız sevinirim. :)
 
En sevdiğim şiirlerden biridir bu :)
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük! ..

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya, sâf çocuğu, mâsum Anadolunun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! ..

Necip Fazıl KISAKÜREK
 
Kaldırımlar 1
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayâl görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi..

Necip Fazıl Kısakürek

Biraz uzun ama güzel. :)

 
21-1-924 şiirini okumasını öneririm Nazım Hikmet
veya Sevdalınız Komünisttir. Buda Nazım Hikmetin ama tabi bu ağır kaçabilir. :D

Tevfik Fikretin Han-ı Yağma adlı şiiri de gerçekten güzeldir


----------

Hanı Yağma

Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır
Huzurunuzda titriyor - şu milletin hayatıdır
Şu milletin ki mustarip, şu milletin ki muhtazır
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin

Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir
Şu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı zi-safa sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin

Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say
Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray
Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin

Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar
Gurur-ı ihtişamı var, sürur-ı intikaamı var
Bu sofra iltifatınızdan işte ab ü tab umar
Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı can-feza sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin

Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malini
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini
Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak
Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı pür-neva sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin


Sevdalınız Komünisttir

Sevdalınız komünisttir
on yıldan beri hapistir
yatar Bursa kalesinde


Yatar, ama zincirini kırmış yatar,
en âlâ bir mertebeye ermiş yatar,
yatar Bursa kalesinde.


Memleket toprağındadır kökü,
Bedreddin gibi taşır yükü,
yatar Bursa kalesinde


Türküsü tükenip bitmeden
cennetini kaybetmeden
yatar Bursa kalesinde


21-1-924


Lambayı yakma, bırak,
sarı bir insan başı
düşmesin pencereden kara.
Kar yağıyor
karanlıklara.
Kar yağıyor
ve ben hatırlıyorum.
Kar...
Üflenen bir mum gibi söndü
koskocaman ışıklar..
Ve şehir
kör bir insan gibi kaldı
altında yağan karın.
Lambayı yakma, bırak!
Kalbe bir bıçak gibi giren hatıraların
dilsiz olduklarını anlıyorum.
Kar yağıyor
ve ben hatırlıyorum.
 
ßizimde böyle istiklal marşı ve türkçenin düzgünlüğü ile ilgili şiir yazmamız lazım iyi bir şiir bilen varsa şu türkçenin düzgünlüğü ile ilgili falan söylerse iyi olur :):pro
 
Son düzenleme:
Doğduğumda Siyahtım,
Büyürken Siyahtım,
Güneşe Çıktığımda Siyahtım,
Korkunca Siyahtım,
Hastayken Siyahtım,
Öldüğümde Hala Siyahım...

Ve Sen Beyaz Çocuk,
Doğduğunda Pembesin,
Büyürken Beyazsın,
Güneşe Çıktığında Kırmızı,
Üşüdüğünde Mor,
Korktuğunda Sarı,
Hastayken Yeşil,
Öldüğünde de Grisin,
Sen Şimdi Bana Renkli mi Diyorsun

Afrikalı siyahi bir çocuğun bu şiiri, 2005'te "Dünyanın En İyi Şiiri" Seçilmiş...!
 
SESSİZ GEMİ



Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu.
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.

Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden

Yahya Kemal BEYATLI
 
Konu sahibinin artık ihtiyacı kalmamıştır o şiire fakat güzel şiirleri paylaşmaya devam edelim biz yinede :)

19 yaşım
benim ilk çocuğum, ilk hocam, ilk yoldaşım
19 yaşım
sana anam gibi hürmet ediyorum
edeceğim
senin ilk arşınladığın yoldan gidiyorum
gideceğim
benim ilk çocuğum, ilk hocam, ilk yoldaşım
19 yaşım
*
çok uzaklarda yuvarlanıyor başım
oturuyor 19 yaşım
yatağımın başucunda
ellerimin avucunda
bana diyor ki;
-- kafamızda getirelim geri
o delikanlı günleri cancazım,
o dehşetli güzel günleri...
*
köpüklü şahlanışların dönüm yeri..
dünyanın altıda biri;
kan içinde doğuran ana..
istasyondan istasyona
yalınayak
tankları kovalayarak
açlıkla yarış...
şarkıların boyu kilometre
ölümün boyu bir karış...
*
kafkas;
güneş
sibirya;
kar
seslenebildiğiniz kadar ses-
-lenin
24 saatte 24 saat lenin
24 saat marks
24 saat engels
yüz dirhem kara ekmek,
20 ton kitap
ve 20 dakika şey!
.................................................................................................
kitap... kitap...
madde, şuur, istismar, fazla kıymet
kitap... kitap... kitap...
manikür;
hayır,
diş fırçası;
evet.
kitap... kitap... kitap...
bu ne 24 saat
bu ne 24 saattir ahbap!
............................................................................
oku
yaz
boz
bağır
çağır!
bütün kuvvetinle nefes al...
kafanda, kalbinde
etinde
iskeletinde ihtilal...
ihtilal;
gündüz-gece
gece ormanda çam dalları yakarak,
bembeyaz
yusyuvarlak aya bakarak,
hep bir ağızdan şarkılar söyleniyor..
ve bu anda
kuvvetli dinç
bir ağrıdan gelen deli bir sevinç
sıçrar atlar köpüklenir çatlar
kafanda...
..........................................................................
ben yine söylüyorum aynı şarkıları
döndürmedi rüzgar beni havada yaprağa,
ben kattım önüme rüzgarı...
ve sen ki en yıkılmazları yıkabilirsin,
gözüme bakabilir
elimi sıkabilirsin...
ve sen ki...
sen,
benim ilk çocuğum, ilk hocam, ilk yoldaşim
19 yaşim


Geçen bilgilere göre YKY şiirin yayın hakkını almış ve %40ı kadar silinmiş.Burada yazanlar tam versiyonu şiirin.
 
Geri
Üst