• Forum vBulletin altyapısından Xenforo altyapısına geçirildi, bu sebeple eski şifreleriniz ile foruma giriş yapamayacaksınız, parolamı unuttum adımından mailiniz ile şifre sıfırlayarak giriş yapabilirsiniz.

    Üyeliklerinde geçerli bir mail adresi olmadığı için sıfırlama yapamayacak kullanıcılar forum kullanıcı adlarını ve yeni şifrelerini yazarak info@maxigame.org adresine şifre sıfırlamak istediklerine dair bir mail göndersinler şifrelerini sıfırlayıp mail adreslerini güncelleyeceğiz. Şifreniz sıfırlandıktan sonra foruma giriş yapıp tekrar istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz.

Diablo 3 Karakterler: Monk

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan IMLEGEND
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

IMLEGEND

Aileden
Aktiflik
K.Tarihi
23 Nis 2009
Mesajlar
9,353
Puanı
152
Konum
Damn Of Hell
maxigamebanner1.png

maxayrac3.jpg

M o n k

Bu hızlı ve çevik ruhani savaşçıların bedenlerini
nihai silahlara dönüştürmüştür.Kendilerini hakkaniyeti savunmaya
ve Sancturaru'yu kötülüklerden temizlemeye adamış olan
Monklar hayatı ve ölümü dengeleyen eşsiz kabiliyetleri ile yakın dövüşte
durdurulamaz bir güç timsalidir. Tek bir ahenkli vuruş
hem düşmanı yok edebilir,hemde müttefiki iyileştirebilir.



Ivgorod'a güzün son haftaları yerleşmiş,kışın ilk nefesi havaya karışmıştı.Güneş ufuta kaybolur ve gece çökerken, sığınacak bir han bulmuş olmaktan dolayı pek memnundum. İçeri girerken,içeride bariz bir gerilim hissettim.Saate rağmen mekan tenhaydı; Knardaki masalarda toplanmış tek tük, küçük gruplar vardı, o kadar. Odanın ortasındaki sıralar, tek kişi haricinde boştu. Adam soğuğa aldırmak gibiydi.Bir dilenci gibi giyinmişti; üzerinde, bedenine doladığı ve göğsünün yarasını açıkta bırakan turuncu bir kumak haricinde pek az şey vardı.Kalın boynuna büyük ahşap boncuklardan müteşekkil bir çelenk asılıydı.Kabarık, çalı gibi sakalının haricinde, kafası tamamen tıraşlıydı.Derken tanıdık bir şey gözüme çarptı: alnında, biri diğerinden daha büyük bir kırmızı benekten müteşekkil bir dövme vardı. Bu dünyayı mesken tutmuş haklar ve kültürler hakkında malumat sahibi herkesin anlayacağı gibi, bu adam Ivgorod'un keşişlerinden, ülkenin ketum ve münzevi kutsal savaşçılarından biriydi. Keşişler hakkıda sayısız inanılması güç öykü, mübalağayla bezendiği süphesi pek çok hikaye dinlemiştim.Söylenenlere göre, keşişlerin teni demir kadar sertti;onu kesecek kılıç yahut delecek ok yapılmamıştı.Yumrukları ise,sizin enim bir dalı kırabileceğimiz kolaylıkla kayaları parçalayabilirdi. Gerçi, önümde oturan bu mütevazı adamın, keşişler hakında duydularının ve okuduklarımla uzaktan yakından alakası yok gibi görünüyordu; yine de onu ölçüp biçmeye hevesli bir halde, ihtiyatla yaklaşarak karşısındaki sıraya oturdum.Elinin küçük bir hareketiyle beni çağırdı.

"ah, benimle oturacak kadar cesut bir ruh.Gel, dostum" Önüme yemek kondu, ama hiç iştahım yoktu; onun yerine keşiş hayatının ayrıntılarını kaydetmeye dalmıştım.Bana bin bir tanrının varlığına olan inancını anlattı; bu tanrıların, her şeyin özünde bulunduğuna inanıyordu: ocaktaki ateş , nehirdeki su, teneffüs ettiğimiz hava.Bir hikaye için güzel belki.Ama elbette aklıselim her insan benim yağtımı yaparak, böyle bir dünya görüşüne hurafe diye burun kıvırır.Aldığı yoğun zihinsel ve bedensel terbiyeyi, aklını ve vücudumu ilahi adaletin aracı haline getirmek için çıktığı bitmek bilmez görevi anlatarak devam etti.Bense inandığı bin bir tanrının isteklerini yerine getirmek için neden bir ölümlüye muhtaç olduğunu merak etmiştim.Neden bir kılıç, hatta, herhangi bir silah taşımadığını sorduğumda," Vücudum silahımdır." diye cevap verdi. Ardından, elini kaldırıp alnına dokunarak ekledi: " Zihnimde öyle." Beklenmedik bir şekilde,bu ustalığa dair bir gösteriyi seyretme şerefine nail oldum.Masamıza yaklaşan bir grup adam defterimi yere attılar ve beni itip, bıçaklar ve silahlar çektiler.Gözleri sadece karşımda oturan yalnız keşişi görüyordu.Olacakları kestirerek,masanın altına sığındım.Ben izlerken,görünmek bir işaret üzerine hücum ettiler. Keşiş oturduğu yerden kalkmadan ilk saldırganın hamlesini karşıladı, savurduğu kolunu bilekten tuttu ve adamı zahmetsizce omzunun üstünden savurup masaya fırlattı; masa büyük bir gürültüyle parçalandı.Keşişin saldırısının hızı, adamların bir anlığına donakalmasına sebep oldu; adamlar öylece dururken, keşiş ayağa kalktı. İşte o an kıyamet koptu. Keşiş, zapt edilmiş enerjiden müteşekkil, akıcı bir kütleydi sanki; her hamleyi anında karşılıyordu.Daha önce hiç görmediğim bir şekilde, ellerini ve ayaklarını kullanarak dövüşüyordu.Bende vaktiyle sarhoş kafayla girilen meyhane kavgalarına tanık olmuştum; mamafih, bu bambaşka bir şeydi.Her darbeyle kırılan kemiklerin sesine, inanmakta güçlük çektiğim bir başka ses eşlik ediyordu: Keşiş, dövüşürken gülüyordu. Rakiplerini birer birer bertaraf etti; ta ki geriye yalnızca bir tane kalana dek.Kalan adam bir sandalye kapıp keşişe doğru fırlattı. Keşiş kolunu ileri savurarak, üzerine doğru gelen nesneye vurdu; sert meşeden yapılmış sandalyeyi, yumruğuyla karşıladı. Ahşap parçalandı; kırılan sandalyenin parçaları keşişin yanına yöeresine düşerken, kıymık ve talaş parçaları havayı doldurdu."Beni aldatamazsın,iblis" dedi keşiş tükürürcesine.Kollarını indirdi, ardından ellerini ileri uzatarak zikretmeye başladı.Başının etrafında beliren beyaz bir ışık kümesi giderek büyüyüp yoğunlaşarak,keşiş vücudunu tamamını sardı.Keşiş kükrediğinde,ışık dışarı doğru patladı.Adam ışık seli içinde kaldığında, cildi soyuldu ve altından kırmızı derili bir iblis çıktı;yaratık,hanın ön kapısından dışarı doğru uçtu. Keşiş ileri atıldı;ama haraketlerini gözümle seçemeyeceğim kadar hızlıydı.Sanki yedi kişi olmuş, her yandan iblise darbe yağdırıyordu.Sersemlemiş haldeki iblik,tökezledi.Keşiş iblisi boğazından kavradı; serbest kolunu geri çekerken sırıtıyordu; açık elinde, parlayarak çıtırdayan bir enerji dalgası vardı.Avucnu ileri itti;iblise vurduğunda,yaratığın vücudu infilak etti;kaslarideri ve kemikler paçalandı,yanmış et koksu havayı doldurdu. Kendi gözümle şahit olmasam,buna inanmazdım.Bu emsalsiz savaşçılar hakkıda anlatılan hikayeler,başta sandığım kadar abartılmış olmayabilir.

maxayrac3.jpg

[TABLE="class: maeva"]
[TR]
[TD]Temel Özellikler

monk_circle1.png
Manevi Güç

monk_circle2.png
Kombinasyonlar

monk_circle3.png
Çakralar

monk_circle4.png
Hareketlilik


[/TD]
[/TR]
[/TABLE]
maxayrac3.jpg

[TABLE="class: maeva"]
[TR]
[TD]Ekipmanlar

stonemk.png
staffmk.png
fistmk.png

Keşişler mücadelerini özel silahları ile yaparlar.Hatta çıplak yumrukları bile ölümcül olabilir.Hancer asa tarzı silahları tercih ederler. ![/TD]
[/TR]
[/TABLE]
maxayrac3.jpg
[TABLE="class: maeva"]
[TR]
[TD]
monk_resource_orb.gif


KAYNAK : SPIRIT

Fiziksel mükemmelliklerini Ruhlarından alırlar.Manevi içden gelen ruh enerjisini kombinasyonları kullanarak arttırabilirsiniz.Dikkatli saldırdığınızda çaklarınız daha çok açılacaktır.Eğitilmiş beden ve zihnin doruklarına ruh ile ulaşabilirsiniz.!
[/TD]
[/TR]
[/TABLE]
maxayrac3.jpg

[TABLE="class: maeva"]
[TR]
[TD]Zırhlar

monk_progressive.png


Soldan sayarsak ; Yolculuğunuza Normal seviyede kumaş ve bir kaç parça parça ile birleştirilmiş olarak başlayarak temel koruma sağlayabilirsiniz.İlerki seviyelerde Baş gövde bacak kısımlarını koruyarak dahada güçlü olabilirsiniz. Inferno seviyesinde ağır ve dayanıklı zırhlar gerekir.Siz bu hale gelebilirsiniz !
[/TD]
[/TR]
[/TABLE]
 
Geri
Üst