NeSL-i TüRK
Daimi Üye
- Aktiflik
- K.Tarihi
- 2 Tem 2010
- Mesajlar
- 48
- Puanı
- 4
Bir esir kampında dahi olsan avunabiliyorsan geleceğe dair umutlarınla...
"Yaşamak" denildiğinde; şükredebilmen için yeterli gelebiliyorsa sağlıklı olup ta söyleneni duyabiliyor olmak...
Bir hapishanedeysen mesela ve önünde varsa hala gökyüzünü görebilmek için en az yirmi yılın ve sen yinede boyayabiliyorsan duvarlarını rengârenk...
Otuzlarında da olsan, bahçendeki elma ağacının ilk çiçeklerini verdiği günün sabahında; ona sarılıp ağlayabiliyorsan sevinçten...
Sevgilinin ellerini tutabilmek; senin olmayan biriyle sevişmekten çok daha anlamlı gelebiliyorsa sana, hala bu zamanda...
Dünya malına satmıyorsan; alnı açık, başı dik gezebilmeyi...
Hayatında, seni sadece yüreğin için seven kimsen olmasa da; buna rağmen hala dopdoluysa bir ömre fazla gelecek denli sevgiyle kalbin...
Yeşil bir dalın filizlenirken kırılması gibi kırılsan da tek kelime etmeksizin çekip gittiğinde sevdiğin; gözlerinin içinden sana bakan çocuk her sabah gülümsüyorsa hala manasızca...
Oyunlardan en çok sekseği, tatlılardan muhallebiyi seviyor olmak utandırmıyorsa seni...
Tüm filikalar dolu da olsa, denizin ortasında az sonra batacak olan gemide; o güne kadar yaşamış olduğun için, mutlu olabilecek kadar dolu dolu yaşayabilecek bir ömür sürmekse gayretin...
Mutluluğun acı duymamak değil; bilakis acıların insana kattığı değerleri görebiliyor olmakta olduğunu anlayabildiysen...
Yanında bir nefes kadar uzak olmaya dayanamadığın biri varsa ve onunla önündeki ekmeğe tuz ekip yerken; aynı sofrada üç kap yemeği biran evvel yiyip kalkmayı istediğin, biriyle olmaya yeğ tutuyorsan bunu...
Adi aklına geldiğinde; mesela yalnız başına bir film izlerken... el ele olabilmeyi hayal ediyorsan onunla...
Sırf seni istedikleri için başkalarıyla olmaya yeğ tutuyorsan, onu beklemeyi...
Yargıladığın her kim ve her ne olursa olsun, gün olup benzer şartlarda kalıp daha ağırıyla yargılanabilecek olanın sen olabileceğini unutmadan yaşayabiliyorsan hayatını...
İyi olmak için değil; içinden geldiği için iyiysen...
Kötü giden bir günün herhangi bir yerinde; sevdiğin şarkıyı duymak ve gülümseyebilmek, sevdiğinin sesini duyduğunda kahkaha atabilmek, kendini tekrar mutlu hissedebilmek için yeterli geliyorsa sana...
Onu özlüyor ama yanında olamıyorsan; pencereni açıp gökyüzündeki aya yüzünü dönüp:" Onu da, aynı ayın ışığı aydınlatıyor, penceresini açıp o da göğe baktığında gördüğümüz şey aynı olacak" demekle yetinebiliyorsan...
Ona sarılamadığın akşamlarda, hayal ettiğinde gülümseyen gözlerini görebiliyorsan sanki kanlı canlı yanındaymış gibi; ve bu dahi içini ısıtabiliyorsa yokluğunda... Yanındaymışçasına var kılabiliyorsa o an içinde hissettiğin sıcaklık sevdiğini...
Ama yalnız, ama sevdiğinle fakat mutlaka; yağmur altında ve çıplak ayak kumsalda yürümek, paranın satın alabileceği en büyük eğlenceden daha keyif verici geliyorsa sana...
Bir bir basamakları inerken üzerinde takım elbisen; kaymak geliyorsa içinden Trabzanlardan ve çekinmeden etrafından bunu yapabiliyorsan...
Ve bir aşk filmini izlerken engel olmuyorsan kendine, usul usul süzülebiliyorsa gözlerinden yaşlar ulu orta...
Hayat güzeldir... Yalnız başına da olsan...
Hayat güzeldir... Yüz yaşında da olsan...
Hayat güzeldir... Güzellikleri görebilecek bir ruh taşıyorsan..
"Yaşamak" denildiğinde; şükredebilmen için yeterli gelebiliyorsa sağlıklı olup ta söyleneni duyabiliyor olmak...
Bir hapishanedeysen mesela ve önünde varsa hala gökyüzünü görebilmek için en az yirmi yılın ve sen yinede boyayabiliyorsan duvarlarını rengârenk...
Otuzlarında da olsan, bahçendeki elma ağacının ilk çiçeklerini verdiği günün sabahında; ona sarılıp ağlayabiliyorsan sevinçten...
Sevgilinin ellerini tutabilmek; senin olmayan biriyle sevişmekten çok daha anlamlı gelebiliyorsa sana, hala bu zamanda...
Dünya malına satmıyorsan; alnı açık, başı dik gezebilmeyi...
Hayatında, seni sadece yüreğin için seven kimsen olmasa da; buna rağmen hala dopdoluysa bir ömre fazla gelecek denli sevgiyle kalbin...
Yeşil bir dalın filizlenirken kırılması gibi kırılsan da tek kelime etmeksizin çekip gittiğinde sevdiğin; gözlerinin içinden sana bakan çocuk her sabah gülümsüyorsa hala manasızca...
Oyunlardan en çok sekseği, tatlılardan muhallebiyi seviyor olmak utandırmıyorsa seni...
Tüm filikalar dolu da olsa, denizin ortasında az sonra batacak olan gemide; o güne kadar yaşamış olduğun için, mutlu olabilecek kadar dolu dolu yaşayabilecek bir ömür sürmekse gayretin...
Mutluluğun acı duymamak değil; bilakis acıların insana kattığı değerleri görebiliyor olmakta olduğunu anlayabildiysen...
Yanında bir nefes kadar uzak olmaya dayanamadığın biri varsa ve onunla önündeki ekmeğe tuz ekip yerken; aynı sofrada üç kap yemeği biran evvel yiyip kalkmayı istediğin, biriyle olmaya yeğ tutuyorsan bunu...
Adi aklına geldiğinde; mesela yalnız başına bir film izlerken... el ele olabilmeyi hayal ediyorsan onunla...
Sırf seni istedikleri için başkalarıyla olmaya yeğ tutuyorsan, onu beklemeyi...
Yargıladığın her kim ve her ne olursa olsun, gün olup benzer şartlarda kalıp daha ağırıyla yargılanabilecek olanın sen olabileceğini unutmadan yaşayabiliyorsan hayatını...
İyi olmak için değil; içinden geldiği için iyiysen...
Kötü giden bir günün herhangi bir yerinde; sevdiğin şarkıyı duymak ve gülümseyebilmek, sevdiğinin sesini duyduğunda kahkaha atabilmek, kendini tekrar mutlu hissedebilmek için yeterli geliyorsa sana...
Onu özlüyor ama yanında olamıyorsan; pencereni açıp gökyüzündeki aya yüzünü dönüp:" Onu da, aynı ayın ışığı aydınlatıyor, penceresini açıp o da göğe baktığında gördüğümüz şey aynı olacak" demekle yetinebiliyorsan...
Ona sarılamadığın akşamlarda, hayal ettiğinde gülümseyen gözlerini görebiliyorsan sanki kanlı canlı yanındaymış gibi; ve bu dahi içini ısıtabiliyorsa yokluğunda... Yanındaymışçasına var kılabiliyorsa o an içinde hissettiğin sıcaklık sevdiğini...
Ama yalnız, ama sevdiğinle fakat mutlaka; yağmur altında ve çıplak ayak kumsalda yürümek, paranın satın alabileceği en büyük eğlenceden daha keyif verici geliyorsa sana...
Bir bir basamakları inerken üzerinde takım elbisen; kaymak geliyorsa içinden Trabzanlardan ve çekinmeden etrafından bunu yapabiliyorsan...
Ve bir aşk filmini izlerken engel olmuyorsan kendine, usul usul süzülebiliyorsa gözlerinden yaşlar ulu orta...
Hayat güzeldir... Yalnız başına da olsan...
Hayat güzeldir... Yüz yaşında da olsan...
Hayat güzeldir... Güzellikleri görebilecek bir ruh taşıyorsan..