ZehirLy
Üye
Aklım; giderken onu unut budur ricam senden
Yüreğimde
var zaten, ziyadesiyle...
Endişe etme, o kitleyi de;
Emanet ettim
Türk hekimlerinin maharetine!!
Ne duruyorsun öyle benim gönül bahçemde tembel tembel
Kalk da gül der; eminim gül der ki o vakit sana;
Dikenim dahi senin elin kadar batmaz benim etime
Bilir misin ki bir çiçeğin iç kanaması, kırk kıyametten beter!
İyisi mi sen bu hadiseye geceyi hiç karıştırma! Keza ne vakit aramız biraz limoni olsa seninle, vücudumda açlıktan ağzı kokan bir kemirgen peyda olur. Hiç bıkmadan, usanmadan iç organlarımı dişlemeye başlar ki; yüreğimin kara sınırlarına yaklaştığında mecburen durur. Bilir çünkü orada sen varsın, seni incittiğinde bu bedenden daha fazla beslenemeyeceğini fark edecek denli usta bir avcıdır. Ben ona isim vermemeyi tercih ettim, sen istersen Aşk diyebilirsin!
Akla gelen her şeye amenna denilen bu cicim aylarında
Sadece sevilmeyi sevmenin ya da ilgi deliliğinin manası yok
Yineliyorum bak benim canım; aşk, kendiliğindendir!
Tıpkı Yara’dan gibi…
Dua gözlüm, küfründen öpüyorum seni.
Nasıl da hüzün kokar şimdi gözbebeklerin… Bilmem inanır mısın ama sen ağladığında ben içimdeki bütün insanlığı öldürüyorum.
“Topa tüfeğe gerek yok ki sevgilim
İki dudağının arasına bakar
Bana yalanlar söyle...”
-Uzuncadır yılan hikâyesi, bitmez haklısın…
-Aşkın başını küçükken ezmeli!
Gittin, kalp atışlarım o anda durdu. Ortalama yirmibeş dakikan vardı beni hayata döndürebilmek için… Evet ölüyordum ve Sen, bana ayrılan ömrü iyi kullanamadın!
“İçimde kök salıyor ve büyüyorsun iyiden iyiye
Bir de sağıma soluma çarpmasan ne güzel olacak;
Malum ya bu benim içim, acıyor…”
Ben seni yere göğe sığdıramazken
Yüreğimin kuytuluğuna yerleşmişsin bile sen
Aşk geliyorum diye haykıran bir kaza muhakkak
Ve düşmez kalkmaz bir Allah!
Devamı Gelecektir..
Yüreğimde
var zaten, ziyadesiyle...
Endişe etme, o kitleyi de;
Emanet ettim
Türk hekimlerinin maharetine!!
Ne duruyorsun öyle benim gönül bahçemde tembel tembel
Kalk da gül der; eminim gül der ki o vakit sana;
Dikenim dahi senin elin kadar batmaz benim etime
Bilir misin ki bir çiçeğin iç kanaması, kırk kıyametten beter!
İyisi mi sen bu hadiseye geceyi hiç karıştırma! Keza ne vakit aramız biraz limoni olsa seninle, vücudumda açlıktan ağzı kokan bir kemirgen peyda olur. Hiç bıkmadan, usanmadan iç organlarımı dişlemeye başlar ki; yüreğimin kara sınırlarına yaklaştığında mecburen durur. Bilir çünkü orada sen varsın, seni incittiğinde bu bedenden daha fazla beslenemeyeceğini fark edecek denli usta bir avcıdır. Ben ona isim vermemeyi tercih ettim, sen istersen Aşk diyebilirsin!
Akla gelen her şeye amenna denilen bu cicim aylarında
Sadece sevilmeyi sevmenin ya da ilgi deliliğinin manası yok
Yineliyorum bak benim canım; aşk, kendiliğindendir!
Tıpkı Yara’dan gibi…
Dua gözlüm, küfründen öpüyorum seni.
Nasıl da hüzün kokar şimdi gözbebeklerin… Bilmem inanır mısın ama sen ağladığında ben içimdeki bütün insanlığı öldürüyorum.
“Topa tüfeğe gerek yok ki sevgilim
İki dudağının arasına bakar
Bana yalanlar söyle...”
-Uzuncadır yılan hikâyesi, bitmez haklısın…
-Aşkın başını küçükken ezmeli!
Gittin, kalp atışlarım o anda durdu. Ortalama yirmibeş dakikan vardı beni hayata döndürebilmek için… Evet ölüyordum ve Sen, bana ayrılan ömrü iyi kullanamadın!
“İçimde kök salıyor ve büyüyorsun iyiden iyiye
Bir de sağıma soluma çarpmasan ne güzel olacak;
Malum ya bu benim içim, acıyor…”
Ben seni yere göğe sığdıramazken
Yüreğimin kuytuluğuna yerleşmişsin bile sen
Aşk geliyorum diye haykıran bir kaza muhakkak
Ve düşmez kalkmaz bir Allah!
Devamı Gelecektir..