IMLEGEND
Aileden
Cyril Kalmar, Muhafızların Şampiyonu
Yaşayan Efsane
Her hikâye Cyril Kalmar’ın kökenini kendine yontar, Cyril de bu konuya hoşgörülü gibi görünür, tamamen olgun, hayata sığmaz ve Matosyalılar’ın akıllarına ve kalplerine yerleşmiştir. Cyril halkın gözünde cesaret, güc, disiplin, merhamet ve moral timsalidir. Kahramanların şarkılarının içinde, Cyril’in şarkısı insanlara ilham verir.
Cyril, abisi Aedraxis’e karşı savaşan Prens Zareph zamanının yaşayan efsanesiydi. Zareph Aedraxis’in Ejderha cemaatine üye olduğunu bilmesine rağmen, Matosyalı sadık kesim bu hareketi daha çok hükümet darbesi olarak gördü. Savaşın ilk dönemlerinde Zareph popüler bir destek görememiş, Shadefallen Keep ”“ Gloamwood’da kendini kuşatılmış olarak bulmuştu.
Etrafını saran ve güvenli bir hat üzerinde kendisini gözlemleyen ejderha savaşçılara Aedraxis, kale duvarlarını aşıp kardeşini yakalama emrini verdi. Çeliklerin havada şıngırdama sesi ile birlikte askerler teneke gibi yerlere dökülmeye başlarken, dışarıdan sürpriz bir şekilde gelen Cyril Kalmar, bizzat kendisi Aedraxis’in askerlerinin arasına daldı ve hain krala kadar kendi yolunu açana kadar katliama başladı.
Cyril son ejderha askerine kadar kafalarını gövdelerinden ayırarak kale girişine kadar geldiğinde, Zareph’in askerleri de Cyril’in son kelleyi tutarak geldiğini fark etmişlerdi. Efsanevi savaşçı karanlık kralla, bir müzisyenden (bard) destek şarkıları eşliğinde saatlerce kılıç çarpıştırdı. Cyril’in cesaret ve gücü sayesinde kara büyüleri boşa çıkınca Aedraxis, yavaş yavaş Cyril’in becerisine, deneyimine ve vurdu mu ağrıtan gücüne karşı dayanamamaya başladı.
Çaresizlik içinde kalan Aedraxis gazabî bir büyü yaparak Cyril’e yönelttikten sonra dönüp kaçtı. Cyril ardından “İşte savaştığımız şey aslında bu kadar aciz!” diye kükredi ve Zareph iyileşene kadar pis mahlûkatlara karşı set oldu. Savaş meydanına dökülen kirli kanlar, zalim hükümdarın gerçek yüzünün iki kahraman tarafından gösterilmesinin kanıtı oldu.
Yeni Hücum
Kimsenin meşhur kahraman Cyril Kalmar’ın yanında savaştığı Zareph’in gerçek kral olduğundan şüphesi yoktu. Tüm Matosyalılar, yanında Cyril’in general olarak bulunmasıyla Zareph’in abisini püskürtmesini neşeyle kutladılar.
Ne yazık ki Aedraxis’in çatlakları açmasıyla ölenlerden biri de, Zareph’in ordusunun geri kalanıyla birlikte, Cyril oldu. Ancak Nöbetçiler’in (Vigil) elçileri Cyril’in ruhunu boşluktan çekip çıkardı ve yeniden doğan kahramanların lideri olarak, Kan Fırtınası’nı sonsuza kadar Telara’dan gönderip dünyanın tanrılar tarafından yeniden inşa edilmesi için görevlendirildi. Bu görevi tüm kalbiyle benimseyen Cyril, katliamın ortasına hiç düşünmeden atladı ve Regulos görüntüsüne bürünmüş Aedraxis’i yenmeye yardım etti.
Cyril ve Zareph’in organizesiyle, çatlaklara karşı büyük bir savaş verdi. Ancak Muhalifler, Zareph’i inançsızlık (ateizm) yoluna sokup bir boyut kapısından kaçmasını sağladılar. Böylece Cyril kalan kutsal savaşçılar ve halka öncülük ederek, Cüce Lord Borrin ile birlikte yeni şehri, Sanctum’u kurdular.
Bugünkü Cyril, bir zamanlar boğuk, çekingen ve kendi bildiğini okuyan haldeki çocukluğunu zar zor hatırlıyor. Şen ve gür kahkahası yerini gıdaklama benzeri zayıf gülüşlere bıraktı. Ancak tabii ki; otoriter ama seve seve uygulanan emirleri ve dürüst yönetimi ile arkadaş canlısı ve babacan bir yetkili konumundadır.
Cyril bugün Muhafızlar’ı Sanctum’dan yönetmektedir. Bunun yanında taç takmayı hep reddetmiştir, çünkü şimdi kral değil, şampiyon olma zamanı olduğuna inanmaktadır. İri ve yapılı cüssesi sayesinde, inç kalınlığındaki zırhların altında bile çiftçi gibi rahat hareket etmektedir. Buğulu ama parlak gözlerinin yanında, orduları gerektiğinde yıldırım hızıyla saldırmaktadır. Zamanında yazdığı efsaneler gibi, şimdiki amacı da Telara’nın düşmanlarını kadim kılıcını savurarak yok etmektir.